23 Eki 2024
İTÜ ve EELISA’dan Açık Bilim Çalışmaları
EELISA Açık Bilim Elçisi Dr. Burcu Bulut, İTÜ ve EELISA’daki açık bilim çalışmaları, açık bilimin toplumsal katkısı ve gelişimine yönelik beklentilerini anlattı.
Haber: İTÜ Medya ve İletişim Ofisi
EELISA Açık Bilim Elçisi Dr. Burcu Bulut ile Röportaj
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), EELISA Avrupa Üniversitesi çatısı altında geleceği dönüştürme vizyonuyla uyumlu olarak açık bilimi geliştirmek ve desteklemek için çalışmalar yapıyor.
İTÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’ndan Dr. Burcu Bulut, Açık Bilim Elçisi olarak üniversitemizi EELISA’da temsil ediyor. Öğretim üyemiz, İTÜ EELISA Ofisi’nin açık bilim üzerine sorularını yanıtlayarak üniversitemiz ve EELISA’nın bu alanda yaptığı çalışmalara ve geleceğe yönelik beklentilere değindi.
Açık bilimin sonucu: kapsayıcılık, eşitlik ve paylaşım
— Açık bilim nedir? Açık bilim yaklaşımını geleneksel yaklaşımdan ayıran temel prensipler nelerdir?
Ben açık bilimi, bilimsel bilginin üretim sürecinin yeni teknolojilerle daha şeffaf ve işbirliğine dayalı hale gelmesi olarak tanımlıyorum. Bilimin yapılma biçimi değişiyor aslında. Geleneksel yaklaşımda sadece parası olanın bilimsel içeriğe erişim sağladığı, üreticisinin ürettiği içeriğe yine ücret ödeyerek eriştiği, araştırmanın ve araştırmacının topluma etkisinin en düşük seviyede olduğu bir bilimsel iletişim süreci var. Açık bilimle tüm aktörlerin eşit rol alabildiği, araştırmanın düşünsel olarak tasarlanmaya başlanmasından, yayılmasına ve yeniden keşfine kadar her aşamasında açıklığın ve işbirliğinin esas olduğu bir sürece dönüşüm söz konusu.
— Bugünün araştırma ekosisteminde açık bilim neden önemli? Öğrenciler, araştırmacılar ve akademisyenler için faydaları neler?
Bilim insanlarının ve kurumların bilime sağladıkları katkının bilim dünyasında görünür ve günümüz teknolojileri sayesinde erişilebilir hale gelmesi, yeni işbirliklerinin oluşması; küçük ölçekli birbirinin tekrarı olan bilimsel projelerden büyük ölçekli, çok katılımlı, katma değer yaratan, yüksek ekonomik ve teknolojik getirisi olan, toplumsal etkisi üst seviyelere çıkan işbirliklerine geçişin sağlanması başta olmak üzere farklı kişi ve gruplar için farklı şekillerde önem arz ediyor.
Faydalarını ise şu şeklide genellemek mümkün; araştırmaların etkisini ve uluslararası işbirliklerini artırıyor, yeni fon kaynakları ve fırsatlar yaratıyor; araştırma sürecinin kalitesinin artmasını ve şeffaflığı, ulusal ve uluslararası düzeyde görünürlüğü, katma değerli hizmet üretimini, yeni ürünler geliştirerek ve üreterek yenilik yapmayı ve rekabet gücünü artırmayı destekliyor.
Öğrenciler özelinde, bilgi ve becerilerini geliştirecek farklı eğitim programlarına erişimde ekonomik engellerin kalkmasından, projelerine fon sağlayacak kişi ve kurumların bulunmasına, kariyer tercihlerini desteklemeye ve kariyer hedeflerine daha kısa sürede ulaşmaya kadar pek çok faydasını saymak mümkün.
Birlikte çalışmaya davet
— EELISA Açık Bilim Elçisi olarak; İTÜ’yle EELISA’nın açık bilim faaliyetlerine yön vererek açık bilimi teşvik eden bir liderlik üstlenmiş oldunuz. İTÜ’de yürütülen açık bilim faaliyetlerinin bu rolünüze ne gibi katkıları oluyor?
Açık bilim elçileri ağının oluşumu, EELISA innoCORE projesi kapsamında yürütülen EELISA’nın açık bilim uygulamaları için stratejik bir çerçeve oluşturulması çalışmalarına dayanıyor. Bu çalışmalarla daha fazla etkinlik ve üretkenlik, daha fazla şeffaflık ve disiplinlerarası araştırma ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için ortak yenilikçi mekanizmalar ve araçlar keşfederek EELISA'nın açık bilim boyutlarını geliştirmek hedefleniyor.
Böyle bir sorumluluğun bana verilmiş olmasında en önemli etkenin, çalıştığım Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nda uzun yıllardır süregelen açık bilim çalışmalarını yürüten ekipte görev almam olduğuna inanıyorum. Bu açıdan bakıldığında “açık bilim elçisi” misyonu ile hem Kütüphanemiz tarafından yürütülen açık bilim uygulamalarının çeşitlenmesi, hizmetlerinin etkisinin artırılması ve daha çok İTÜ mensubuna ulaştırılması hem de İTÜ’nün açık bilim stratejisinin belirlenmesi, politikasının oluşturulması, eylem planının hazırlanması ve uygulamaya konulması konularında daha aktif çalışabilmek için iyi bir fırsat sunulduğunu düşünüyorum.
EELISA Açık Bilim elçilerinin rol ve sorumlulukları savunuculuk, eğitim, destek ve topluluk oluşturma olmak üzere dört ana başlıkta toplanmış durumda. Belirtilen sorumlulukların herhangi birinin, tek bir kişinin çabası ile hayata geçirilmesi mümkün değil. Buradan hareketle bu röportajı da fırsat bilerek açık bilim kültürünü destekleyen, açık bilim değerlerini ve ilkelerini teşvik etmeyi önemseyen tüm İTÜ’lüleri birlikte çalışmaya davet ediyorum. Birlikte daha güçlü olacağımıza ve etki alanımızın genişleyeceğine inanıyorum.
Bu yolda halihazırda beni destekleyen iki büyük ekip var. Bunlardan biri 2023 yılı itibarıyla aktif olarak çalışmaya başlayan İTÜ Akademik Arşiv Komisyonu üyeleri ve ikincisi Kütüphanemizin uzmanları. Bu ekiplerin varlığını bilmek kurumumuzda açık bilim kültürünün benimsenmesi ve teşviki konularında yapacağımız gelecek dönem çalışmaları için heyecanımı artırıyor ve beni teşvik ediyor. Bununla birlikte, İTÜ akademisyenlerinin, idari personelinin, öğrencilerinin ve mezunlarından gelecek her bir desteğin önemli ve çok değerli olduğunun altını bir kere daha çizmek isterim.
— Açık Bilim disiplinlerarası ve ortak araştırma işbirliklerini nasıl etkiliyor? İTÜ ve EELISA’dan örnekler paylaşabilir misiniz?
Açık bilimin kendisi, açık ve işbirliğine dayalı yöntemlerle daha iyi bilim yapılmasını sağlayan bir sistem değişikliği. Açık bilim, araştırmaların kalitesini ve etkisini artırırken, tekrarlanabilirliği ve disiplinler arası çalışmayı teşvik ederek bilimi geliştiriyor. Kamu kaynakları ile desteklenen bilimsel çalışmaların sonuçlarının açık erişim yayımlanması, bunlara kaynaklık eden verinin açık ve FAIR (bulunabilirlik [findability], erişilebilirlik [accessibility], birlikte çalışabilirlik [interoperability], yeniden kullanılabilirlik [reusability]) olarak paylaşımı; bu çalışmaların bilim dünyasındaki tüm ilgililere, akademide yapılan çalışmaları takip edip uygulama geliştirenlere, üretimde bulunanlara ulaşmasını sağlıyor.
Birbirinden haberdar olmayan ama etkileşimli çalışan farklı disiplinlerdeki araştırmacılar bu sayede birbirlerini tanıyor, işbirlikleri geliştiriyorlar. Bu sayede kurumlar, hem sahip oldukları bütçeleri etkili kullanma hem farklı donanımlara yatırım yapma imkânını bulup araştırmaların ve üretimin daha ekonomik koşullarda gerçekleşmesine olanak sağlamış oluyor. Bu açık bilim uygulaması bile kendi başına, ulusal ve uluslararası çok ortaklı ve işbirlikçi çalışmaların/projelerin hayata geçirilmesine imkân veriyor.
EELISA da benzer bir uygulamayı hayata geçirmeyi planlıyor, ön hazırlıkları tamamlandığında “EELISA joint labs” açık bilim uygulamalarının EELISA içinde hayata geçirilmesinin en önemli örneklerinden biri olacak.
EELISA topluluklarından biri olan EELISA Open Science Community burada aklıma gelen diğer bir iyi örnek. Farklı disiplinlerden, farklı seviyelerdeki EELISA üyelerini bir araya getiren bu topluluk, farkındalık çalışmaları yaparken diğer yandan da birlikte projeler üretme fırsatını sunuyor üyelerine.
İTÜ özelinde ise açık bilim çalışmalarına öncülük eden Kütüphanemizin açık bilim uygulamalarının yaygınlaştırılması sürecinde kurum içindeki pek çok farklı akademik ve idari birimle güçlü bir iletişim ağı oluşturmuş olması ve bu ağın her geçen gün güçleniyor olması geliyor aklıma. Bugün Uluslararası Proje Ofisi’nden Mükemmeliyet Merkezi’ne pek çok birimle ve akademisyenle ortak kurum içi projeler üretiliyor. Kurulan bu ağ sayesinde Kütüphane aynı zamanda İTÜ ve EELISA ile ortaklaşa projeler yürütülmesinde de bir köprü görevi görüyor.
— Açık Erişim yayınların bilimsel çıktıların yaygınlaştırmasına nasıl bir etkisi var?
Budapeşte Açık Erişim Girişimi, açık erişimi “bilimsel literatürün internet aracıyla finansal, yasal ve teknik bariyerler olmaksızın, erişilebilir, okunabilir, kaydedilebilir, kopyalanabilir, yazdırılabilir, taranabilir, tam metne bağlantı verilebilir, dizinlenebilir, yazılıma veri olarak aktarılabilir ve her türlü yasal amaç için kullanılabilir olması” olarak tanımlamaktadır.
Bu bağlamda açık erişim yayınların bilimsel çıktıların yaygınlaştırılmasında doğrudan etkisi vardır. Bunun da ötesinde, açık erişim yayıncılığın açık bilim hareketinin başlangıç noktası olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Kamu kaynakları ile üretilen bilimsel çalışmaların çıktılarının açık erişim yayımlanması, sonuçların anında görünmesini, elde edilen sonuçların yayımını ve kullanımını artırıyor.
Açık Bilim girişimlerinin önünde ne gibi engeller var ve nasıl aşılabilir?
Açık bilimin önünde birbiri ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili sosyokültürel, teknolojik, politik, kurumsal, ekonomik ve yasal engeller mevcut. Ama temelinde, açık bilim uygulamalarının faydaları ve önemi konusundaki farkındalık eksikliği ile açık bilimi teşvik etmek ve hükümet gündemlerine entegre etmek için açık bir siyasi kararlılığın yokluğu yatıyor.
Dolayısıyla kurumlar, açık araştırma kültürüne geçişi kolaylaştırmaya yönelik mekanizmaları hayata geçiremiyor ve yasal zemini oluşturamıyorlar. Açık bilim uygulamalarını teşvik eden net bir tanımlama ve ödül sisteminin olmaması da araştırmacıların bunu mevcut iş yüklerine ek olarak zaman ve çaba gerektiren bir faaliyet olarak görmeye başlamasına sebep oluyor.
Açık bilim kültürüne bir gecede geçiş yapmak mümkün değil, düzenli ve sistemli çalışmayı, her seviyede açık bilim unsur ve uygulamalarına ilişkin farkındalık çalışmalarının yürütülmesini ve bir anlamda lobicilik faaliyetlerini gerektiriyor. Kişisel olarak, ülkemizde zorunlu ve güdümlü bir kültür değişiminin gerekli olduğuna inanıyorum.
Bundan sonraki süreçte akademide açık bilim uygulamalarını zorunlu kılmaya, bunu tüm ayrıntıların düşünüldüğü; farkındalık çalışmalarından eğitim planlamasına kadar açıklık kültürüne geçişi mümkün kılacak tüm içeriğe sahip ulusal bir politikanın belirlenmesi ve hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Sonrası, araştırma kurumları, araştırmacılar ve kütüphaneciler başta olmak üzere bilimsel iletişim sürecinin tüm aktörlerinin performanslarına göre şekillenecektir.
— İTÜ ve EELISA’da Açık Bilimi yaygınlaştırmak ve teşvik etmek için nasıl adımlar atılabilir?
Bir önceki soruda açık bilimin önündeki engellere cevaben altını çizdiğim iki temel konuya odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. İTÜ özelinde ve EELISA genelinde farkındalık çalışmalarını yaygınlaştırmak ve sürekli hale getirmek; EELISA ve İTÜ politika yapıcılarının ve karar vericilerinin açık bilim konusunda belirlenen stratejilerin hayata geçirilmesinde, politikaların hazırlanmasında ve uygulanmasında kararlı olmaları.
Biz İTÜ olarak bu konudaki farkındalığımızı ve kararlılığımızı gösterecek birçok adım attık ve bundan sonra aynı şekilde devam edeceğiz. Bu anlamda, İTÜ’nün EELISA Open Science Community’nin kurulmasına liderlik etmesini ve Topluluğun ortak koordinatörlüğünü üstlenmiş olmasını çok önemsiyorum. EELISA innoCORE’un üçüncü iş paketi olan ve açık bilim konularında çalışma yapan ekipte kurumumuzu temsilen İTÜ Kütüphanesi’nin yer alıyor olması, İTÜ’nün bugüne kadar yürütülen çalışmaların farkındalığının ve desteklenmesi konusundaki inancının en önemli göstergelerinden biri.
Bununla birlikte, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata başkanlığında, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı’nın ve İTÜ EELISA Açık Bilim Elçisi’nin de üyeleri arasında yer aldığı Akademik Arşiv Komisyonu üyelerinin aktif olarak çalışmaya başlaması İTÜ adına atılmış bir diğer önemli adım. Komisyon üyelerinin İTÜ Açık Bilim Politikası, Araştırma Verisi Yönetimi Yönergesinin hazırlaması, Açık Arşiv yönergesinin revizyonu üzerinde çalışıyor olmaları ve farkındalık çalışmalarına yönelik planlamaları birlikte yapılıyor olmaları bile kendi başına İTÜ’nün açık bilim uygulamalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığının, ciddiyetinin ve özeninin bir göstergesi.